Ölüm ve Yas Doulalığı eğitiminden bugüne…

“2022’in Aralık ayını hepimizin söylemekten dahi kaçındığı ölüm ve yasa dair bir calışmanın içinden geçerek tamamladım. Konu, ölüm ve yas doulalığıydı (eşlikçiliği)… Deneyimlerinden biliyorum; anlatması, konuşması, yaşaması zor konular… Kapıları tek tek aralayıp, kendi iç dünyamın derinliklerinde neler oluyor diye gezinirken, kendi yaslarımın tekrar uyanışına tanıklık etmek, bugüne kadar yas olarak adlandırmadığım yaslarımı bir bir misafir ederkenki şaşkınlığım, bu süreçten geçerkenki farkındalıklarım ve şimdi ölüme ve yasa eşlik edebileceğim insanlarla temasım konusundaki merakım…

Ölüm ve Yas Doulalığı eğitiminden bugüne...“Herkes cennete gitmek istiyor ama kimse ölmek istemiyor” diye bir cümle okumuştum yakınlarda… Ben de korkuyorum ölümden ama ölüm bu kadar var’ken ve gerçekten, yok saymamayı tercih ediyorum… Olmadan, onun hakkında düşünmeyi hak ettiğini düşünüyorum, hem kendim hem bundan etkilenecek birinci derece yakınlarım için… Ne hissediyorum açıklaması zor… Birçok bilgi, gerçek, üzerinde düşünülesi konu, yapılacaklar listesi var sayfalarımda… Demlenmeye ihtiyacım var, demini buldukça zihninin suları durulacak oradan çıkacak “kabul”leri ben de meraklı bir çocuk gibi bekliyorum.”

diye yazmıştım notlarıma, çalışmayı tamamladığımda. Ölüm ve yas konuları ile hemhal olup, evet bir süredir içinde olduğum demlenme halimdeki algımda -ki o demin, demini alabilmesi öyle tamamlanacak bir şey gibi de görünmüyor-, farkındalıklarımdaki değişime tanık oluyorum merakla. Ölümü ve yası ben konuştukça çevrem de bir çıt rahatladı bu konulardan bahsederken. Yoluna eşlik ettiğim canların yas yolculuklarına yarenlik etmemin içimdeki yankısı, yasa çıraklık halini derinden görebilmemi sağlıyor.

Çemberler açtım bu süreçte, bazen de ben çemberlerde dinleyen, anlatan oldum hal’lerimi… Adaya tekrar geri dönüşümle de doğanın desteğini almak bana çok hissettirdi. Yasımla yürüyorum çalışmasını yaptığımda katılımcılarla birlikte sessizliğimizde yürümek, ormanda yaptığımız farklı çemberlerde bedenimizle buluşurken aslında zihnimizin hallerine tanıklık etmek eşsizdi. Nefes ve meditasyon seanslarımda kolaylaştırıcı olurken yaslarına heybemdeki bilgilerimle “yalnız” olmadıklarını, olmadığımızı hissedecek alanı tutarken ben de büyütüyorum kabımı onlarla birlikte.

“Ölüm&Yas ve Yaşam”ın elele gezdiğini görebiliyorum. Her konuda süregelen geçiciliği, her gökyüzüne baktığımda kendime hatırlatırken; olanı olduğu gibi görebilmeye, olamayanı kabul edebilmeye niyet ediyorum. Ara ara kendime, ara ara da öğrencilerime hatırlattığım bir duayı paylaşmak isterim son olarak…

“Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret,

Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır,

İkisi arasındaki farkı anlayabilmek için akıl ver.”

Bu yazı ilgini çektiyse sayfamdaki bu bölüme de göz gezdirebilirsin.

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

Yorum Yapın

*